MASADAKİ ZARF

Bir masa, bir zarf, bir de sen 

Gözünü kapat hayal et şimdi, 

Ya da vazgeçtim kapatırsan okuyamazsın şiiri.

Açık kalsın ama en az kapatmış gibi,

Hayal et söylediğim her şeyi.

Bir kapının önündesin rengi de kahverengi, 

Yavaş yavaş giriyorsun içeri.

Kapıda kime ait olduğu yazıyordu değil mi?

Aceleye geldi okuyamadın ismi.




İlk görüşte gözüne kalabalık geliyor içerisi, 

Fazlasıyla tedirgin ediyor seni.

Kalabalık dediysem insan değil sebebi, 

Eşyalar sarmış her yeri.

Eşyalar fazla değil oda küçük anladın değil mi?

Sığamamış buraya birisi.

Odanın tam ortasında bir masa karşılıyor seni,

Masa da karışık bir hayli.




Sararmış, ısırılmış elmanın açıkta kalan yeri,

Geceden masada kalmış besbelli.

Kağıtlarla dolmuş çöp kutusunun poşeti, 

Bir şeyler yazmış burada birisi.

Pencereye dönmüş masanın sandalyesi,

Manzaraya bakıyormuş sahibi.

Masanın ortasında bir zarf görüyorsun şimdi, 

Senin açmanı bekliyormuş gibi.





Sen de ne sabırsızsın ama değil mi?

Hemen atıyorsun zarfa elini.

Bir telaş açıyorsun zarfı görmeden birisi, 

İçinden bir kağıt çıkıyor beyaz renkli.

Okuyunca şaşırıyorsun bir hayli, 

Bu şiirin aynısı yazıyor kağıtta değil mi?

Kapıda yazıyor aslında şairin ismi, 

Gördün mü bu şirin yazıldığı yeri.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.